Günümüzde KOBİ'lerin yaşadığı zorluklardan biri de ekiplerini ellerinde tutmaktır. Her ne kadar ülkemizde çift haneli işsizlik oranlarına ulaşılmış olsa da, iş aramayanları da hesaba kattığımızda %30'lar civarında genç işsizlik olsa da, gençler için ellerindeki işten vazgeçmek önceki dönemlere göre daha kolay olabiliyor. Kazanılan paralar önemli olmakla beraber kişilerin iş hayatlarında ve kurumlarda yaşadıkları, elde ettikleri gelirden daha önemli olabiliyor ki işlerinden vazgeçebiliyorlar.
Bazı kurumlarda bu döngü neden daha farklı oluyor? Göreceli olarak düşük geliri olsa da neden ayrılma oranları düşük oluyor? Kişiler için eskisine göre daha önemli olan konu, artık birlikte çalışılan kişi. Daha önceleri kurumlara bağlanan çalışanlar artık beraber çalıştığı insanlara, ortamın ve çalışma şartlarının özgürlüğüne, hissettiği güven duygusuna bağlanabiliyor.
Güven deyince akla ilk gelense istikrar. Ekibin düzenli olarak yüksek performans gösterebilmesi için kurum içindeki istikrar ve tutarlı politikalar adı konmayan en önemli parametrelerden biri olarak göze çarpıyor. Hayata geçirme kararı alınan ve ekibe duyurulan bir uygulamanın sıklıkla değiştirilmesi istikrar ile ilgili tereddütler oluşturduğu için kişilerin rutinden kolaylıkla çıkmasına yol açabiliyor.
Şirketinizde ne kadar rutinler oluşturabilirseniz kişilerin de çalışma rutinleri buna göre şekillenecektir. Adını koyabildiğiniz, tanımlayabildiğiniz, sistematik hale getirdiğiniz haftalık toplantılar, performans görüşmeleri, ödül sistemleri zaman içerisinde kurum içerisinde kültürün oluşmasını ve yerleşmesini sağlar. Kültürün yerleştiği kurumlarda yeni gelenlerin adaptasyonu çok daha kolay olur. Kişiler kuruma rahatlıkla adapte olabilirler.
Sürekli sistemin değiştiği kurumlarda adına sistemsizlik denebilecek bu sistem çok sorgulanır. Bu nedenle sisteminizi kurarken ekibin görüşlerini de alarak hareket etmeniz, belirli frekanslarda güne uygunluğunu gözden geçirmeniz ekibin performansının sürekli ve kalıcı olmasını sağlar.